Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
belirli bir yerde
Sens de
"belirli bir yerde"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
belirli bir yerde
up here
adv.
2
General
belirli bir yerde
yonder
adv.
3
General
belirli bir yerde
in
adv.
Sens de
"belirli bir yerde"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
ataları eski çağlardan beri belirli bir yerde yaşamış olanlar
aborigines
n.
2
General
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
native daughter
n.
3
General
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
native son
n.
4
General
belirli bir yerde ikamet etmeme
nonresidence
n.
5
General
belirli bir yerde olma durumu
ubeity
n.
6
General
belirli bir yerde olma
ubication
n.
7
General
belirli bir yerde olma durumu
whereness
n.
8
General
kışı belirli bir yerde geçirme
hyemation
n.
9
General
belirli bir süre ile bir yerde kalan kimse
denizen
n.
10
General
belirli bir yerde bulunan kimse
inhabitant
n.
11
General
bulunmak (belirli bir yerde)
occupy
v.
12
General
bir yerde ancak belirli bir faaliyete izin vermek
zone
v.
13
General
tehlikeli görülen bir kimseyi belirli yerde oturtmak
intern
v.
14
General
-in yeri (belirli bir yerde) olmak
belong
v.
15
General
belirli bir yerde yerleşmek
populate
v.
16
General
belirli bir yerde durmak
land
v.
17
General
(belirli bir yerde) kışı geçirmek
overwinter
v.
18
General
belirli bir yerde veya bölgede kurmak
plant
v.
19
General
(belirli bir yerde) yaygın
endemic
adj.
20
General
ataları çok eski çağlardan bu yana belirli bir yerde yaşamış olan
aboriginal
adj.
21
General
belirli bir yerde doğmuş olan
homeborn
adj.
22
General
(belirli bir şekilde veya yerde) üretilen
-grown
adj.
23
General
belirli bir kurumun sahip olmadığı bir yerde
off-site
adj.
24
General
uzak bir yerde belirli bir mesafede
at a distance
adv.
Phrasals
25
Phrasals
(belirli bir yerde) yaşamak
lodge in
v.
Transportation
26
Transportation
belirli bir yerde ve zamanda kullanılan ulaşım modu oranlarının dağılımı
mode split
n.
27
Transportation
belirli bir yerde ve zamanda bir ulaşım modunu kullanan yolcu ve yolculukların oranı
mode share
n.
Medical
28
Medical
belirli bir hastalığın bir yerde zaman zaman veya sürekli olarak görülmesi
endemia
n.
Pathology
29
Pathology
belirli bir yerde yaşayan insanlarda veya bir insan grubunda sürekli görülen hastalık
endemic disease
n.
Astrology
30
Astrology
gezegenlerin, güneşin, ayın vb. konumlarını belirli bir zamanda ve yerde gösteren diyagram
chart
n.
Geology
31
Geology
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlara ait
time-stratigraphic
n.
32
Geology
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlarla ilgili
time-stratigraphic
n.
33
Geology
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçları teşkil eden
time-stratigraphic
n.
Archaic
34
Archaic
belirli bir yerde olma
ubiety
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of belirli bir yerde
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy